6 Ocak 2013 Pazar

[Roman] Zorba - Nikos Kazantzakis


Yunan yazar Nikos Kazantzakis'in 1946 yılında yayımlanmış ölümsüz eseri Zorba'dan... Zorba, sadece bir roman ya da biyografi değil, Zorba bir yaşam biçimi...

[Wikipedi] Nikos Kazantzakis, 1946'da, Yunan Yazarlar Topluluğu tarafından Angelos Sikelianos ile birlikte Nobel Edebiyat Ödülü için kurula tavsiye edildi. 1957 yılında, bu ödülü 1 oy farkı ile Albert Camus'ya kaptırdı. Camus ödülü aldıktan sonra, Kazantzakis'in bu ödülü kendisinden yüzlerce kez daha fazla hakettiğini söylemiştir.


Hayatımda tanıdığım en rahat ruh, en sağlam vücut, en özgür haykırış onundu.
**

 - Ne zamana kadar kâğıt yiyip mürekkep yalayacaksın? Benimle birlikte gel, orada, Kafkas’ta, ırkımızdan binlerce insan tehlikede; gel, onları kurtaralım. Sonra o soylu tasarısıyla alay edermiş gibi gülmeye koyuldu. “Belki onları kurtaramayız,” dedi, “Ama kurtaralım derken biz kurtuluruz. Öyle değil mi?”
**

Anladım ki, Zorba, bunca zamandır arayıp da bulamadığım adamdır; canlı bir yürek, sıcak bir hançere ve daha toprak anasından göbeği kesilmemiş, hilesiz, kocaman bir ruh!
**

“Gidiyoruz,” dedim, “Tanrı yardımcımız olsun!”
Zorba yavaşça ekledi:
“Şeytan da!”
**

Eski masallar bunlar. Utanmıyorlar!
-         - Ne demek eski masallar Zorba?
-          - Hepsi işte… Krallar, demokrasiler, milletvekilleri, maskaralıklar!..
**

         - Patron, sen şimdi sanıyorsun ki oturup sana, adet olduğu üzere, Girit’te kaç Müslüman’ın kafasını koparıp kaçının kulağını kestiğimi anlatacağım. Bunu aklından çıkar; ben bunu yapmaya üşeniyor, utanıyorum. Aklımın başımda olduğu şu sırada, sana hiçbir şey yapmamış olan başka bir insana saldırıp onu ısırmanı, burnunu koparmanı, kulağını kesmeni, karnını deşmeni ve bu arada da Tanrı’yı da yardıma çağırmanı gerektiren bu kudurganlık nedir diye düşünüyorum; bu, Tanrı da gelip burun kulak kessin ve işkembe deşsin mi demektir? Ama o zaman kanım kaynıyordu patron; düşünecek kafa nerede bende? Tam ve namuslu düşünceler, sessizlik ihtiyarlık ve dişsizlik ister. Dişsiz olduğun zaman, ‘Ayıp çocuklar, ısırmayın!” demek kolaydır. Ama otuz dişin olunca… İnsan gençliğinde canavardır, evcilleşmek bilmez canavardır ve insan yer.
**

- Sana söylüyorum patron, bu dünyada bütün olanlar haksız, haksız, haksız! Ben ufacık kurt, ben çıplak salyangoz Zorba, hiçbir şeyin altını imzalamıyorum. Neden delikanlılarla genç kadınlar ölsün de hurdalar kalsın! Küçük çocuklar neden ölsün? Benim küçük bir çocuğum vardı, Dimitraki'm; üç yaşında öldü ve ben asla, işitiyor musun, asla Tanrı'yı bundan dolayı bağışlamayacağım! Öbür gün, eğer önüme çıkacak yüzü varsa, ve gerçek Tanrı ise eğer, bil ki utanacaktır! Evet, evet, benden, çıplak salyangoz Zorba'dan utanacaktır.

**
- Bana söyleyebilir misin patron, bütün bunların ne demek olduğunu bana söyleyebilir misin? Kim yaptı bunları? Neden yaptı? Ve hepsinin üstünde de şu var: neden ölüyoruz?
- Bilmiyorum Zorba.
- Öyleyse nedir okuduğun o külüstür kağıtlar? Bunu söylemiyorlasa neyi söylüyorlar?
- Senin bu sorduklarını yanıtlayamayan insanın üzüntüsünü söylüyorlar Zorba.