Türkiye'nin son dönem en başarılı yönetmenlerinden biri olan Çağan Irmak'tan Dedemin İnsanları... İnsanın insanı insan olduğu için sevmesi üzerine...
- Deden... sana bir şey dedi mi? Hiçbir şey söylemedi mi? Neden?
Altı soru cümlesinin içinde ilk akla gelenin aslında en cevapsız oluşu ne tuhaftır değil mi? Kim, ne, nerede, ne zaman, nasıl sorularının mutlaka doğru ve kesin bir cevabı varken, "neden" hep değişik cevapları ve yeni soruları getirir. Diğerlerinin tüm cevaplarını görebilir ve hatta elimizle dokunabilirken, "neden" insan içinde bir yerde gizlidir. Bu yüzden mi en çok "neden"i merak ederiz dede?
"Annem bahçedeki limon ağacının fidesini aldı en son çıkmadan. Sanırsın bütün ev onunla gelecek..."
**
- Tövbe yarabbim, çarpılacaksın sen böyle.
- O beni bilir, bir şey yapmaz.
**
- Buralar neyse de Ankara, İstanbul kaynıyormuş. Gencecik çocukların ölüm fermanı verilmiş. Yandı yürekler ki sorma.
- Kendi evlatlarımızı yeriz artık.
**
- Halkın gücünü unutma başkan, onların da söyleyeceği bir şey vardır belki.
Yoktu, varsa da biz duymadık.
**
- Sen hep söylerdin ya "Onlar bizim insanımız, biz de onların" diye, nerede onlar baba? Saklandılar mı?
- Kim bilir, belki çıkarlar bir gün saklandıkları yerden.
**
Sen saklambaç oynayıp hepsini sobelemiştin, onlar da saklandıkları yerden çıkmışlardı. Senin bütün insanların...
**
Şimdilerde sorsan çocuklar için çok travmatik derler, neyin doğru olduğunu bilmiyorum ama biz, toslamamız gereken neyse, ona tosladık; onunla büyüdük...
**
Bu sular mıydı o uğruna ölecek kadar sevdiğiniz küstah ve muhteşem deniz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder